Müzikseverlerin dikkatine! İkonik müzisyen PJ Harvey ayağınıza geldi!

Like Don't move Unlike
 
0

PJ Harvey ’in İstanbul’a gelişi kadim 90’lı yıllarda gençliğini yaşayanlar için büyük heyecan sebebi oldu. Bu muhteşem kadının müziğe kattıkları bir yana, David Bowie’yle aralarındaki aşk da müzik tarihinde pek çok iz bıraktı. Bu izler üzerinden hafızamızı tazeleyip, konseri beklerken yaşadığınız heyecanı daha da arttıralım istedik.

Deneysel rock, elektronik, folk… PJ Harvey bu türlerin hepsiyle içli dışlı olmuş ve bir döneme imzasını atmış bir müzisyen. Özellikle doksanlarda ve 2000’lerin başında alternatif müzik için gerçek bir efsaneydi Harvey. Mesela ilk albümü Dry, Kurt Cobain için tüm zamanların en iyi 16. albümü olmuştu. Lafı gelmişken, Dünyadaki en iyi müzisyenlerin önemli bir kısmının İngiliz olması size de şaşırtıcı gelmiyor mu? İlk aklımıza gelenleri sıralamak gerekirse The Cure, Queen, Pink Floyd, Deep Purple, Beatles, David Bowie, Elton John, Sting, Amy Winehouse, Coldplay, PJ Harvey…

PJ Harvey’in karakteristik sesi, tuhaf çekiciliği, dinleyiciyi adeta derinlikli bir şiire çeken sözleri… O, bunların tümünün toplamı ve daha fazlasıydı. O dönemin “tatlı arızalı” kadınlar serisinin en parlak üyelerinden biriydi Harvey. Diğerleri arasında ise Tori Amos ve Björk sayılabilir. Onların biraz dağılmış, sert ve cüretkâr hallerinde gizlenmiş bilgeliği –özellikle şarkı sözlerinde-görmek zor değil. Aslında bu üç kadının bir kuşağın “kadınlık algısını” değiştirdiği bile söylenebilir. Yakılan cadıların küllerinden doğan bu 3 kadın… Kadının dişiliğini kaybetmeden de güçlü durabileceğinin önemli kanıtları oldular.

Tam da bu noktada PJ Harvey, Nick Cave aşkından bahsetmek gerek… Amacımız bunu bir magazin haberine döndürmek değil ama bu aşkın müzik dünyasına hediye ettiği şarkıları anımsamak hiç fena olmaz. Aslında aralarındaki aşkın Henry Lee’nin klip çekimleri sırasında başladığı bilinen bir gerçek. Klibi izleyince insan buna pek de şaşırmıyor. Harvey ve Nick Cave’in düeti: “Henry Lee” ile başlayalım.

 

Daha sonra PJ Harvey’nin yaptığı Nick Cave cover’ı “Red Right Hand”i hatırlamakta yarar var.

Bu aşk sona erdiğinde de tıpkı sürerken olduğu gibi müzik dünyasını zenginleştirmeye devam etti. Çünkü Nick Cave, ayrılık acısının ateşlediği ilhamla “The Boatman’s Call” albümünü çıkardı. Albümde, PJ Harvey için yazılmış tam üç şarkı vardı… Bunlardan ilki, yazılmış en iyi aşk şarkısı olduğu söylenen “Into My Arms”.

“West Country Girl” de yine Nick Cave’in PJ Harvey’e “bana yeniden şarkılar söyleten kadın” deme şekillerinden biri olmuş.

Çok karakteristik bir görüntüye sahip olan PJ Harvey’in siyah saçlarına doğrudan gönderme yapan Black Hair ise yine bu dönemde ortaya çıkan şarkılardan…

Bu üreten aşk ilişkisinin ortaya çıkardığı eserleri dinledikten sonra gelelim güzel habere… Tabii hala duymayan kaldıysa! Alternatif müziğin tanrıçalarından PJ Harvey, 8 Haziran 2016 günü 21:30’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi Ana Tiyatro’ya geliyor. Sanatçının ön grubu ise Low.

Yaptığı 8 albümün ardından ülkemize gelen besteci, şair, yazar şu sıralar 15 Nisan’da yayınlayacağı 9. Albümünün hazırlığında… Harvey, The Hope Six Demoliation Project adındaki albümün ne kadar iyi olduğunu çıkardığı ilk single, The Wheel ile gösterdi. 2001 ve 2011 yıllarında Mercury Ödülü’nü alan PJ Harvey, bu ödülü 2 kez kazanan tek müzisyen. Yeri gelmişken, Tom Yorke’la yaptıkları muhteşem düet: The Mess We’re In’I anmadan geçmek olmaz…

Her albümünde yepyeni bir imajla karşımıza çıkan PJ Harvey acaba bu kez bize nasıl bir sürpriz hazırlacayacak? Bu arada… Konseri merakla beklerken son albümün single’ı The Wheel’e kulak versek mi?

Hayat unutulmaz anlar bütünü ise, o anlardan birini daha yaşamak üzere olduğumuz söylenebilir. Kısacası, bu konser hayatımızı biraz daha uzatacak!